Hoş Geldin 2025 — Güçlü Kalmayı Öğrenme ve Dayanıklılık Üzerine

Bu yıl farklı bir yeni yıl dileğim var. Ancak 2025’e de geleneksel selamımızı çakmadan başlamayalım: Yüzünüzden gülümseme, gönlünüzden sevgi, dünyanızdan iyilikler eksik olmasın.

Her yıl olduğu gibi bu kez de çoğumuz yine “barış dolu bir yıl” dileyerek girdik 2025’e. Savaşların, kötülüklerin ve talihsizliklerin sona erdiği bir dünya umut edildi. Bu dilekler elbette anlamlı ve güzel. Ancak yaşamın sorunlarla dolu olduğunu ve yeni bir yılın bu sorunları sihirli bir şekilde ortadan kaldırmayacağını biliyoruz. Biraz gerçekçi olduğumuzda, yeni bir yıla girdik diye daha sorunsuz bir dünyanın bizi beklemediğini, karşılaşacağımız zorluklar ve belirsizliklerin bir anda yok olmayacağını görüyoruz.

Aslına bakarsanız asıl ihtiyaç duyduğumuz şey de kötü olayların asla yaşanmadığı bir dünya değil. Gerçek gereksinimimiz, başımıza gelenler değişmese bile onlarla baş etme gücümüzü artırmak! Her durumda güçlü kalmamızı sağlayacak gerçek bir dayanıklılık.

Gerçek Dayanıklılık

Marcus Aurelius 18 yüzyıl önce şöyle demiş: “Dışarıdaki olaylar seni etkilemez; seni etkileyen, onların hakkındaki düşüncelerindir.” Jean-Paul Sartre de bunu şöyle tamamlamış: “Önemli olan, başımıza gelenler değil, onlara nasıl tepki verdiğimizdir.”

Yaşamı anlamlı kılan, yalnızca bizi çevreleyen olaylar değil. Yaşamın getirdiği zorlayıcı durumlar bizim kontrolümüz dışında olsa da, onlara yüklediğimiz anlamlar ve onlar karşısında verdiğimiz tepkiler büyük oranda bizim elimizde.

Zorluklar ve belirsizlikler yaşamın kaçınılmaz parçalarıdır. Ancak bu zorluklar aynı zamanda, öğrenmek ve gelişmek için fırsatlardır. İlerlemek, kimi zaman mücadeleyle olur ve bazen yaşamın bizi zorladığı anlarda kendimizi yeniden keşfederiz.

Nasıl Güçlü Kalabiliriz?

Felaketlerin veya olumsuzlukların hiç olmadığı bir yıl belki hayal, ancak her durumda güçlü kalmayı öğrenmek ve gerçek bir dayanıklılık hepimizin ihtiyacı olan şey. Bu bağlamda kendimize sorabileceğimiz en önemli soru şu: Güçlü kalmak ve zorlukları aşmak için ne yapabiliriz? Bunun için hangi özelliğimizden yararlanabilir, hangi potansyelimizi harekete geçirebiliriz?

Yanıt, düşüncelerimizi yönetebilme becerimizde gizli. Bakış açımızı değiştirebilme becerimiz, kaçınılmaz olumsuzluklara karşı güçlü bir kalkandır. Sorunların ve belirsizliklerin yaşamın bir parçası olduğunu kabul ettiğimizde, güçlü kalmak için gereken kaynakları içimizde bulmamız daha kolay hale gelir. Düşüncelerimizi yönetebilme becerimizle kendine güven, umut, dayanıklılık ve iyimserlik gibi güçleri harekete geçirebiliriz. Böylece, yalnızca yaşamımızı sürdürmeyi değil, zorlukları fırsata dönüştürmeyi de başarabiliriz.

Dünyaya iz bırakan, potansiyelini kullanarak yaşama katkı sunan insanlar, koşullara teslim olmayıp yeniden ayağa kalkabilen, zor zamanlardan güçlenerek çıkan kişilerdir.

Ahir Zaman Kehanetlerinin Kronolojisi

Yeni Yıla Farklı Bir Dilek

Bu yıl da dünya mükemmel bir yer olmayacak. Sorunlar, kavga ve savaşlar yine hayatımızda olacak. Belki felaketlerin ardı arkası kesilmeyecek. Belki kişisel yaşamlarımızda zor günlerden geçeceğiz. Ancak bu, umutsuzluğa kapılmak için bir neden değil. Kontrol edemediğimiz dünyayı değil ama onu yorumlama biçimimizi ve ona verdiğimiz yanıtları değiştirebiliriz. İhtiyacımız olan şey, zihinsel ve duygusal dayanıklılığımızı artırmak, engelleri fırsatlara dönüştürebilecek cesareti ve iradeyi geliştirmek.

Yeni yıl dileğim işte bu yüzden farklı:

Umarım karşılaştığımız her zorluğu aşacak o içsel gücü ve dinginliği yeni yılda daha çok buluruz. Dayanıklılığımızı büyütelim, umutlarımız kök salsın ve sorunları fırsata dönüştürme gücünü ve cesaretini kendimizde daha çok bulalım. Çünkü zor zamanlar geçicidir; ancak güçlü bir ruhun etkisi kalıcıdır.

Yaşam, kendini tanımak veya gerçeği bulmaktan daha çok, kendini oluşturmakla ilgili. Yeni yılınız, her durumda anlam bulduğunuz ve değer yaratabildiğiniz, direnç, umut ve anlam dolu bir yolculuk olsun!