“Yeni yılda yüzünüzden gülümseme, gönlünüzden sevgi, dünyanızdan iyilikler eksik olmasın!”
Önceki yeni yıl yazılarımın sonunda yer verdiğim bu dileğime bu kez hemen girişte yer verdim.
Nedeni şu: Bu dileğimi iki farklı şekilde anlamak mümkün. Buradan yola çıkarak bu yazıda önemli bulduğum bir konu üzerinde duracağım.
Bir dilek nasıl gerçekleşir?
Bir dilek nasıl iki farklı şekilde anlaşılır?
1- İsteyip bekleyerek
Birinci ve kolay olanı, dileklerin geçekleşmesini “yeni yıldan beklemek”. Gelmekte olan yeni yılın bizi gülümsetmesini, içimizde sevgiyi yaşatacak olaylarla daha çok karşılaşmamızı ve dünyada daha çok iyilik görmemizi sağlamasını beklemek gibi.
Öte yandan, bir dileğin sırf bir beklentiden ibaret olması gerekmez. Benim kast ettiğim de yalnızca bir beklenti olmakla sınırlı değil.
2- Hedef edinerek
İkinci ve zor olan ise şu: Dileklerimizin gerçekleşmesini yeni yıldan “beklemek” yerine onları kendimiz için “hedef edinmek”.
Bu durumda, büyük bir yükümlülük ve meydan okumayla karşılaşırız. Yüzümüzden gülümsemeyi, gönlümüzden sevgiyi, dünyamızdan iyilikleri eksik etmeyecek olan “yeni yıl” değil, doğrudan biz oluruz. Kendimiz. Ve böylece, dileklerimizi gerçeğe dönüştürmesini yeni yıldan beklemeyerek kendimiz gerçeğe dönüştürmeye çalışırız.
Eyleme geçmenin anahtarı
Dileklerimiz hedeflerimiz olduğunda, eyleme yönelmek kaçınılmaz olur. Harekete geçer ve dileklerimizin gerçekleşmesi için çaba harcarız. Çaba harcamak da doğal olarak hedeflerimize erişmemizi sağlar.
Yeni yılda gülümsemeye, sevgiye ve iyiliklere çok ihtiyacımız var. Eğer yüzümüzden gülümsemeyi, gönlümüzden sevgiyi ve dünyamızdan iyilikleri eksik etmemeyi başarabilirsek, çözülmedik sorun kalmaz. Sevginin olduğu, güler yüzlülüğün, yardımın, dostluğun hedeflendiği bir yıl hayal edin!
Bu, en azından dünyadaki iyilik ve güzelliklerin “parçası” olmak demek! Neyin parçası olduğumuz o kadar önemli ki bunu ne kadar anlatabilirim bilemiyorum. Ama yeni yazılarımda deneyeceğim, çünkü bunun anlaşılmasını istiyorum.
(Twitter, aklımıza gelen bir fikri not düşmek için iyi bir ortam. Tekrar ele almak istediğim konuları hatırlatmada zaman zaman çok faydasını görüyorum.)
2 yanlış, 1 doğru etmez
Yeni bir yıl, çoğu zaman yeni bir başlangıç demek. Yeni yıl ile birlikte yaşantımızdaki tüm olumsuzluklar, kötü şeyler gidiversin isteriz.
Öte yandan, kötü bir şeyle karşılaştığımızda veya olumsuzlukların düzelmesini istediğimizde, genellikle onlardan şikâyet etmekle, yakınmakla ve onları kötülemekle işe başladığımızı görüyoruz. Hatta olumsuz, kötü gördüğümüz şeyleri alt etmeye, ayrıştırmaya, gözden düşürmeye ve değersizleştirerek yok etmeye çalışıyoruz.
Oysa bizi olumlu sonuçlara götürecek çözüm yolu bu değil ve ne yazık ki bunun pek farkına vardığımız söylenemez.
Bunu nereden mi biliyoruz?
Sonuçlarından.
İstediğimiz sonucu bir türlü alamıyor, tüm iyi niyetimize rağmen hedefe ulaşamıyorsak, uyguladığımız yöntemin doğruluğunu sorgulamakta yarar var. Zira niyet ve sonuç arasındaki farkın ayırt edilmesi çok önemli. İkisi arasındaki fark genellikle uygulanan yöntemin uygun olmayışından kaynaklanır.
“Olumsuzlukları ortadan kaldırmak” ve “daha iyiye ulaşmak” için şikayet, yakınma, kınama, kötüleme, suçlama, dışlama, alt etme, değersizleştirme gibi tutumların çözüm aracı olduğunu sanıyoruz. Oysa biraz düşünürsek, bu tür davranışların kendisinin de aslında olumsuz ve yıkıcı olduğunu, sonuçta bizi yeni sorunlar yaratmaktan öteye götürmediğini görürüz.
Örneğin, cehaleti ortadan kaldırmak için çözüm aracı olarak kaba kuvvet kullanmak, kötülüğe bir başka kötülükle karşılık vermektir. Oysa iki yanlış, bir doğru etmez!
Olumsuzluğa karşı başka olumsuzlukları kullandığımızda, olumlunun tarafında olmayız! İstediğimiz kadar gayemiz çözüm bulmak olsun!
Bir olumsuzluğun bir başka olumsuzluğu kullanarak çözülmeyeceği kuralını kavramak için alışkanlıklarımızın dışına çıkmak ve güçlü bir bakış açısı değişikliği yapmamız gerekiyor.
Buraya kadar anlattıklarım sizin için bir anlam ifade ediyorsa, önceki yeni yıl yazılarımda neden “iyi ve olumlu şeyleri yaymanın” üzerinde sıkça durduğumu şimdi daha doğru yorumlayabilirsiniz.
Dikkat çekmeye çalıştığım nokta şu:
“Daha iyiye” ulaşmak için kullanılması gereken yöntem, “iyiye” ve “iyiliklere” odaklanmak ve böylece yapıcı yoldan “iyinin” alanını genişletmek olmalı.
Bu konuda daha ayrıntılı olarak “Sorunları Çözmenin ve Daha İyiye Ulaşmanın Yolu” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
Bu ilke doğrultusunda, web sitem ve sosyal medya aracılığıyla bildiklerimi aktarmayı, özellikle çevremdeki gençlere ilgilendikleri ortak alanlarımızda yardımcı, yol gösterici bilgiler paylaşmayı önemsiyorum. Bilginin ve öğrenmenin alanını büyütmeyi başarırsak, cehalete ve doğuracağı olumsuzluklara yaşam alanı bırakmamış oluruz.
Üçüncü yılımız
2016’dan beri online olan web sitemin görüntülenme sayısı 2018’in son günlerinde 700 bini geçti. Bu sayı, 2019’un ilk aylarında bir milyonu bulacak gibi görünüyor.
Bu vesileyle, 2018’de online platformlarımda benimle bir arada olduğunuz için sizlere teşekkür ederim.
Önümüzdeki süreçte sizin için yararlı daha birçok şey paylaşmayı hedefliyorum. Umarım sizin de ilginiz ve takibiniz devam eder.
Bir yer varmış
Dileklerimizle, aslında hep bir yerlerin özlemini duyarız. Bir zamanlar bunu dile getiren, çokça dinlediğimiz ve hiç unutmadığım güzel bir şarkı vardı: Bir Yer Arıyorum.
Yeni yıla iyimser bir başlangıç olması için, bu yazımı TRT arşivinden bu şarkıyla sonlandıralım. “Hayat Bayram Olsa” gibi 80’li yılların en popüler şarkılarından biriydi. Umarım siz de seversiniz. Sözlerine kulak verin.
Bir yer varmış
Dünyanın bir ucunda
Bir yer varmış
Kaf Dağı’nın ardında
Gülermiş oradaki
Doğan çocuklar
Pembe görünürmüş
Göze ufuklar
Tertemizmiş bütün
Kalpler sokaklar
Ölmezmiş hiç yaşayanlar
Orda kullar tasasız
Orda gönül yarasız
Gürültüsüz kavgasız
Diyorlar ki orada
Yaşanırmış parasız
Belki de bulacağım
Uzansam tutacağım
Bakarsam göreceğim
Mutlular arasında
Herkesi seveceğim
Bir yer varsa
Bulabilsem yolunu
Bir şey varsa
Çözebilsem sorunu
Bayram havası
Esermiş rüzgârında
Kurtlar kuşlar dost
Gezermiş dağlarında
Garip insancık varmış
Barış yolunda
Gül atarmış düşmanlara
Bir yer uçsuz bucaksız
Isınırmış ocaksız
Kimse yokmuş yuvasız
Uyum içinde toplum
Vicdan varmış yasasız
Eğer masal gibiyse
İnanması güç ise
Her şey senin elinde
Bu cennet yoksa bile
Sen yarat gerekirse
Sizin yeni yıl dilek veya hedefleriniz neler? İsterseniz aşağıdaki yorum kutucuklarında paylaşarak konumuzu zenginleştirebilirsiniz.
—Sorunları Çözmenin ve Daha İyiye Ulaşmanın Yolu başlıklı yazımla okumaya devam edebilirsiniz.
Ayrıca SMART Hedef Belirleme ve Yeni Yıl Kararlarınızı Gerçekleştirebilmenin Yolu başlıklı yazılarım da ilginizi çekebilir.
Görüşmek üzere,
Mutlu yıllar!
Tam ihtiyacım olduğu zamanda süper bir yazı ile karşılaştım. Eline sağlık, teşekkür ederim.
Ne güzel; bunu öğrendiğime mutlu oldum.
Böyle yazılardan çok istifade ediyorum, teşekkürler..
Bunu duymak çok güzel. Çevrenizle de paylaşmanızı dilerim.