AB Projeleri Sosyal / Kültürel

Önce Yaya Uygulamalarının Hızla Yerleşmesi İçin Öneriler

Önce Yaya Proje Öneriler

Önceki yazımda değindiğim ve ülke çapında yaygınlaşmaya başlayan “önce yaya” uygulamalarının hızla yerleşebilmesine yardımcı olacak önerilerimi bu yazıda bulabilirsiniz.

Önce Yaya kısa adıyla bilinen 2011–2013 yılları arasında uluslararası Koordinatörlüğünü yürüttüğüm, “Büyük Şehirlerde Yaya Önceliğini ve Güvenliğini Sağlamak İçin Hayatboyu Öğrenme” isimli çokuluslu Avrupa Birliği Yenilik Transferi Projemizin günümüze uzanan hikâyesini önceki yazımda anlatmıştım. “Önce Yaya: Örnek Bir Avrupa Birliği Projesi” başlığıyla sitede yer alan söz konusu yazıda proje kapsamında gerçekleştirmeyi başardığımız faaliyetlere değinmiş ve yazıyı sonlandırmadan önce, ülke çapında yaygınlaştırılmasına başlanan uygulamanın hızla yerleşebilmesine yardımcı olacak önerilerimi başlıklar halinde sıralamıştım.

Proje, yaya önceliğinin yaygınlaşması için Avrupa’nın ve dünyanın her kentinde uygulanabilecek kapsamlı bir model sunmaktadır. Bu yazıda, proje sürecinde yapılanlara ilaveten bundan sonra yapılabileceklere dair önerilere biraz daha geniş açıklamalarla yer vermek istiyorum.

Ancak önerilere geçmeden önce, birkaç paragrafta gerekçesinden bahsedelim.

Yaygınlaştırma ve sürdürülebilirlik

Projelerin başarısı, önemli ölçüde, sonuçlarının yaygınlaştırılması ve yaratılan etkinin sürdürülebilmesine bağlıdır. Çünkü bir kazanıma dönüşebilmesi için başlatılan bir uygulamanın devamlılığının garantilenmesi gerekir. Sonuçlarının devamlılığı sağlanamazsa, projeler “dostlar alışverişte görsün” deyiminin işaret ettiği türden aktiviteler olarak kalabilirler.

Proje sonuçlarının nasıl yaygınlaştırılacağı ve elde edilen değişimin nasıl sürdürüleceği, proje geliştirilirken (hazırlanırken) ele alınması gereken konulardır. Bu çalışmalara elbette uygulamalar başladıktan sonra da iyileştirmeler yapılabilir ve çerçeve dışına çıkılmadan katkı sağlayıcı eklemeler yapılabilir. Özellikle, bu yönde geliştirilecek yaratıcı fikirler amaca ulaşmada çok işe yarayabilir.

Toplumda davranış değişikliği yaratmanın uzun soluklu bir süreç olduğunu ve her değişimin mutlaka bir arka planının olduğunu unutmamakta yarar var. Bununla birlikte, pilot uygulamalardan gerekli dersler alınarak, başlatılmış bir uygulamanın, yaygınlaşması ve yerleşmesi hızlandırılabilir.

Birkaç öneri

Aşağıdaki önerilerle önceki yazıda kaldığımız yerden konuya devam ediyorum.

Bu önerilerden bazıları, prosedürleri yerine getirmek koşuluyla gönüllü kişi ve kuruluşlarca da yerine getirilebilecek türden faaliyetler.

1- Pandomim

Planlamış olsak da ışıksız yaya geçitlerinde pandomim gösterileriyle kamuoyunun uygulamaya dikkatini çekmeyi projemiz süresinde başaramadık. Ancak eminim ki eğer bu tür sempatik gösterilerle yaya önceliğine toplumun dikkati çekilebilirse, bu trafik kültürün yerleşmesi tahmin edilenden çok daha kısa sürede mümkün olacaktır.

Işıksız bir yaya geçidinde maskot kıyafetiyle, örneğin araçları durdurup yayalara eşlik etmek suretiyle pandomim gösterileri yapan birinin, izleyenleri gülümseterek önce yaya kuralına dikkat çekmesi, isteyerek öğrenmenin etkin bir yöntemidir. Bu tür başarılı çalışmalar kısa süre sonra görsel medyada konu olabilir ve mesajın daha geniş kitlelere ulaşması sağlanabilir.

2- Pankart

Önce Yaya pankartıyla bir öğrenci

Buna benzer ikinci önerim şu: Bu görseldeki “dur” ikazı anlamı taşıyan önce yaya pankartının önemli bir işlevi sözkonusu. Uygulamalarımız sırasında bu pankartların ışıksız yaya geçitlerinin her iki tarafına konacak sepetlerde bulundurulmasını öngörmüştük, ancak bu da gerçekleşmedi.

Yaya, aldığı bu pankartı sürücülere doğru tutarak karşıya geçişini yapacak, geçişini tamamladıktan sonra yolun diğer yanındaki sepete tekrar bırakacaktı.

Bu pankartlar uygulanırsa “önce yaya” kuralının kısa sürede yerleşmesinde çok güçlü bir etki bırakacağına eminim. Zira ilk zamanlarda hem sürücülerin ışıksız yaya geçitlerine yaklaşırken uyarılmalarına ve hem de geçiş yapan yayaların kendilerini güvende hissetmelerine katkı sağlayacaktır.

3- Önce Yaya çıkartmaları

Önceki yazımda bahsettiğim üzere, proje sırasında yaya öncelikli trafik kültürünün yerleşmesini sağlamak üzere yayımladığımız “Yaya Önceliği ve Güvenliği Projesi” konulu Valilik Genelgesi doğrultusunda, yerel kurumlarda başlatılan bilgilendirmelerin beraberinde, proje süresince Antalya’daki kurumlarda görev yapan sürücülere ve gönüllü vatandaşlara araçlarına yapıştırmak üzere proje logolu ve “Önce Yaya” yazılı çıkartmalar dağıtıldı.

Önce Yaya çıkartması

Benim gibi birçok arkadaşın aracının camında bugün hâlâ durmaya devam eden bu çıkartmalar çoğaltılarak özellikle araçlarda ve ilgili mekânlarda kullanılırsa, görsel hafızada bırakacağı etkiyle devamlılığa katkı sağlayacaktır.

4- Zebra geçitleri

Bir diğer önerim yerel yönetim birimlerimizi ilgilendiriyor. Şehir içlerindeki yaya güzergâhları üzerindeki tüm yaya geçitlerinde zebra işaretlemelerin yapılması, eksik bırakılmaması gerekiyor. İstenen etkiyi yaratabilmek için bu eksikliğin giderilmesi bir zorunluluk. Hali hazırda maalesef hiçbir yerde yaya güzergâhlarının tamamı yaya geçidi olarak işaretlenmiş değil. Oysa ihmal edilen daha sakin cadde ve sokaklardaki yaya geçitleri, yaya önceliğinin benimsenmesine daha elverişli yerlerdir.

“Zebra” terimini özellikle kullandım; aralıklı çizgilere atfen yaya geçitleri için dünyanın birçok yerinde “zebra geçidi” (zebra crossing) ifadesi kullanılıyor. Bizde de yaya geçidi işaretlemelerine taze bir yaklaşım getirebilir.

Bu arada, “yükseltilmiş” ve genişletilmiş yaya geçitlerinin, sürücülerin araçla yaklaşırken yavaşlamayı alışkanlık haline getirmelerine ve böylece uygulamanın yerleşmesine büyük katkı sağladığını da söyleyebilirim.

5- Uyarı işaret ve levhaları

Yine yerel yönetimleri ilgilendiren bir konu: Yaya geçitlerine yaklaşırken işaret ve uyarı levhalarının çeşitlendirilmesi ve artırılması. Ne kadar çok ve dikkat çekici uyarı olsa, o kadar iyi. Bunların başında, yayaya öncelik vermenin bir yasa olduğu ve uymamanın cezasının açıkça belirtilmesi geliyor.

Görmezden gelinmeye alışılmış eski uyarılar yerine dikkat çekici yeni uyarıların kullanılması, eski alışkanlıkların terkedilmesinde etkili olacaktır.

6- Bilgilendirmeler

Tecrübelerim ışığında, her iyileştirme çalışması için altını çizerek bir konuyu vurgulamak istiyorum:

Kurallara uyulmamasından çokça şikâyetçi olan bir toplumuz. Bunun temel nedeni olarak çoğu zaman, “bilgilendirmenin sürekliliğinin olmayışını” görüyorum.

Bir kez duyuruldu diye, herkesin o kuralı artık nasılsa bildiğine veya bileceğine kesin gözüyle bakmaktan vazgeçmemiz zorunlu.

İngilizcede bu tutuma “take it for granted” deniyor. Google Translate henüz bunun çevirisini vermiyor, ancak sözlüklerde “bir şeyin olduğunu sorgusuz sualsiz kabul etmek” yanısıra “bir işi çantada keklik görmek”, “otomatik olarak bir şeyin belirli bir şekilde olduğunu düşünmek”, “bir şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünmek”, “değerini hafife almak” gibi karşılıkları var.

Eğer yakından bakarsanız, başlatılan iyileştirmelerin birçoğunun devam etmeyişinin altında yatan nedenin “o şeyin olduğunu sorgusuz sualsiz kabul etmek” olduğunu çok net görebilirsiniz.

O nedenle, çeşitli araçlarla sık sık yapılacak bilgilendirmelerle (örneğin, radyo ve TV kamu spotları kullanılarak) konunun uzun süre taze ve gündemde tutulması, yeniden unutulma veya ihmal edilme türünden risklere karşı önlem teşkil edecektir.


Bir önceki yazıdaki notumu tekrar ederek bitirmek istiyorum:

Önce yaya uygulamaları, uygar dünyayla bütünleşmemiz için elde ettiğimiz eşsiz bir kazanım olma niteliği taşıyor. Asla vazgeçmemeli, uygulayarak örnek olmalı, herkesi teşvik etmeliyiz.

Yeni yazılarda görüşmek üzere…

Yazar Hakkında

Baki Karaçay (MPA)

iO Akademi'de Eğitmen, Danışman. 25 yılı aşkın süre profesyonel deneyim sahibi Kamu Yönetimi Uzmanı (YL) ve Mühendis / Antalya Valiliği AB Projeleri Koordinatörü (2009-2020). Avrupa Birliği Projeleri kitabının yazarı ve Proje Döngüsü Yönetimi Eğitmeni. Sosyal Psikoloji meraklısı. Fotoğraf gönüllüsü. Webmaster. Bağlama sanatçısı. Kayakçı, doğa yürüyüşçüsü.

Yorumunuzu Ekleyebilirsiniz