AB Projeleri Sosyal / Kültürel

AB Süreci Türkiye’de Pek Çok Alanda Gelişme Sağladı

Avrupa Birliği Projeleri Söyleşi

13 Ağustos 2014 tarihli haber siteleri ve günlük yerel gazetelerde “AB Süreci Türkiye’de Pek Çok Alanda Gelişme Sağladı” başlığıyla yayımlanan Anadolu Ajansı muhabiri ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi aşağıda okuyabilirsiniz.

2014 yılı Ağustos ayında Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Hüseyin Kanber ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide, Türkiye’nin adaylık statüsü kazanmasıyla birlikte özellikle yerel düzeyde uygulanmaya başlanan Avrupa Birliği projeleri ve bu projelerin sağladığı kazanımlar, ayrıca bu konularda doğru bilinen yanlışlar üzerinde durmuştum. Söz konusu haberin yerel ve online medyada yer alan metnini aşağıda aktarıyorum. Yazının sonunda Avrupa Birliği’nin günlük hayatımıza etkileri ve Avrupa Birliği ile Türkiye-AB ilişkileri hakkında doğru bilinen yanlışlar konularında Avrupa Birliği Bakanlığı ve İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından yayınlanmış kitapçıkları indirebileceğiniz bağlantıları bulacaksınız.


Haberin metni 

Antalya Valiliği Avrupa Birliği Projeleri Merkezi Koordinatörü Karaçay: “Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin yarattığı etki ve değişimin sonuçları artık her ilimizde, ilçemizde ve hatta her mahallemizde hissedilir hale geldi.”

HÜSEYİN KANBER (AA) – Avrupa Birliği’ne üyelik süreci dolayısıyla Türkiye’de sosyal, hukuksal ve çevresel konular başta olmak üzere birçok alanda gelişme sağlanıyor. Son aylarda Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkileriyle ilgi çeşitli tartışmalar yaşansa da uygulanan Avrupa Birliği projelerindeki işbirliği tüm hızıyla sürüyor.

AB sürecinde Türkiye’nin kazanımları

Antalya Valiliği Avrupa Birliği Projeleri Merkezi Koordinatörü Baki Karaçay, AA muhabirine yaptığı açıklamada AB sürecinde Türkiye’nin kazanımlarının devam ettiğini söyledi.

Erasmus+ programı 2014 yılı hareketlilik projeleri kabul listesinin Ulusal Ajans tarafından bu hafta yayınlandığını ve bu projelerle önümüzdeki aylarda yine binlerce vatandaşımızın okul eğitimi, mesleki eğitim ve yetişkin eğitimi projeleriyle Avrupa ülkelerine değişen sürelerde hareketlilikler gerçekleştireceğini belirten Karaçay, katılım sürecimizin özellikle 2000’li yıllarda kazandığı kayda değer ivme ile son on yılda 300 binden fazla vatandaşımızın Avrupa Birliği projeleriyle yurt dışı deneyimi yaşama fırsatı elde ettiğine ve AB programları kapsamında eğitim alarak Avrupa ülkelerine çalışma ziyaretleri yaptıklarına dikkat çekti.

Yerelde uygulanan projeler

Yakın geçmişte çok önemli reformlar ve yasal değişikliklerin gerçekleştirildiğine değinen ve bu değişim süreci doğrultusunda yerelde uygulanan projeler sayesinde kazanımlardan birçoğunun günlük hayatımıza girmeye başladığına dikkati çeken Karaçay, “AB hibeleriyle her yerde vatandaşlarımızın hayatını etkileyen birçok proje gerçekleştiriliyor. Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin yarattığı etki ve değişimin sonuçları artık her ilimizde, her ilçemizde ve hatta her mahallemizde hissedilir hale geldi” dedi.

Yeni rekabet yasasıyla haksız rekabetin suç haline geldiğini, A sınıfı enerji verimliliği olan çevreci, tasarruflu özelliklere sahip yeni nesil cihazlar üretildiğini anlatan Karaçay, böylece pek çok alanda artan rekabetin tüketiciye avantaj olarak yansıdığına işaret etti.

“Örneğin, yeni rekabet yasası ile tüketici çıkarlarının korunması ve haksız rekabetin önlenmesi sağlandı. AB ile uyumlu enerji verimliliği mevzuatı sonucunda Türkiye’de de A sınıfı enerji verimliliğine sahip çevreci, tasarruflu, sessiz vb. özelliklere sahip yeni nesil cihazlar pazara sunuluyor ve artan rekabet tüketiciye avantaj olarak yansıyor. Bu da hem tüketicinin bütçesine ve hem de çevrenin korunmasına katkıda bulunmaktadır.

GSM şirketlerince müşterilerine numara değiştirmeden operatör değiştirme (numara taşınabilirliği) hakkının verilmesi gibi çokça duyduğumuz uygulamaların AB’ye uyum sürecinin gerekleri olduğunu hatırlatan Karaçay, ulaşımla ilgili hızlı tren veya karayolu yapımı veya çevre korumaya yönelik, birçok il ve ilçede katı atık tesislerinin yapımı gibi büyük yatırımlar yanısıra, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi, yerel yönetimlerin ve sivil toplumun güçlendirilmesi, engellilerin sosyal yaşama entegrasyonu, tüketicinin korunması gibi sosyal alanlarda yapılan çalışmanın AB kazanımları doğrultusunda gerçekleştiğine dikkati çekti. Karaçay, yargı reformlarıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı getirilmesi gibi birçok hukuksal ve sosyal düzenlemenin AB kriterleri doğrultusunda gerçekleştiğini vurguladı.

Yaşam kalitesinde Avrupa standartlarını yakalamak

AB hibe programlarıyla özellikle yerel düzeyde uygulanan projelerin temel amacının sosyal yaşama dair temel değerlerin iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinde Avrupa standartlarını yakalamak olduğunu kaydeden Karaçay, örneğin 2011 yılında Antalya’da başlatılan ve yaya öncelikli trafik kültürünün Türkiye’ye transferini amaçlayan mesleki eğitim projemiz ve benzeri uygulamalar sonunda toplumda davranış değişikliklerinin başladığını kaydetti. Pilot alanlarda uygulanan anket sonuçları incelendiğinde proje süresinde ışıksız yaya geçitlerinde yayaya öncelik verme yönünde Antalya’da yüzde 15-30 arasında davranış değişikliği gerçekleştiğine, ayrıca trafik kazalarıyla ilgili rakamlarda benzeri olmayan bir iyileşme yaşandığına dikkati çekti.

Avrupa Birliği’nin günlük hayata etkileri

AB’nin günlük hayatımıza etkilerinin AB Bakanlığı tarafından kitapçıklar haline getirilerek kamuoyuyla paylaşıldığını anımsatan Karaçay, AB’nin günlük hayatımıza giren bu etkilerinden bazı başlıkları örnek olarak verdi:

“Kişisel verilerin kontrol altına alındı. Evlenme yaş sınırı 18 olarak belirlendi. Evlilikte eşlere eşit söz hakkı tanındı. İş yerinde cinsel tacizin cezası daha ağır. Eşler çalışmak için birbirinden izin almak zorunda değil. Cinsel suçlara verilen cezalarda kız-kadın mağdur ayrımı kalktı. Mağdurla evlenmek tecavüzcüyü cezadan kurtarmıyor. Evlilik dışı doğan çocuğunu öldürene ceza indirimi kalktı. Evlilik içi cinsel saldırı artık suç. Ücretli doğum izni 16 hafta oldu. “Çocuğumdur, severim de döverim de” dönemi bitti. Çocuklara yönelik istismarın  cezası ağırlaştırıldı. Çocuklar tehlikeli oyuncaklardan korunuyor.  15 yaşın altındaki çocuklar çalıştırılamıyor. Büyükbaş hayvanlara pasaport zorunluğu getirildi. Çiftçilere danışmanlık desteği sağlandı. Süt üretimine sıkı hijyen kuralları getirildi. Tüketici artık ne yediğini bilir hale geldi.”

Karaçay,”ürün kalitesini artıran çiftçiye ekstra destek, tarımda kayıt dışı ve kontrolsüz üretim yapılmaması, balıkçıların balığı içme suyu veya temiz su ile yıkaması zorunluğu, şeceresini bilmediğimiz eti yemeyeceğiz, içtiğimiz süt daha sağlıklı olacak, tarladan sofraya gıda güvenliği sağlanması,  merdiven altı gıda üretiminin tarih olması, aldığımız kıymada kim bilir ne var kaygısına son, genetiği değiştirilmiş organizmalara sıkı denetim gibi konuların da kısmen AB ile uyumlu konular olarak hayatımıza girdiğini belirtti. 

Uygulanan Avrupa Birliği projeler kapsamında yalnızca iyi ve yeni uygulamaların AB ülkelerinden Türkiye’ye değil, aynı zamanda Türkiye’den de AB ülkelerine transfer edildiğini vurgulayan Karaçay, bu konular arasında coğrafyamıza özgü tarımda kültürel uygulamalar ve zengin ve köklü Türk mutfağı gibi konuların yer aldığını, ayrıca sağlık turizmi, tarihi ve kültürel varlıkların korunması gibi bazı alanlarda uygulanan projelerle Avrupa ülkeleriyle karşılıklı bilgi transferi sağlandığını belirtti ve Avrupa’ya giden öğrencilerimiz yanısıra binlerce Avrupalı öğrencinin de Türkiye’ye gelerek üniversitelerimizde eğitim gördüğünü kaydetti.

Not: Konu hakkında daha fazla bilgi için Avrupa Birliği Bakanlığı yayınları arasında yer alan 100 Konuda AB’nin Günlük Hayatımıza Etkileri ve 20 soruda Avrupa Birliği Hedefi ve Günlük Yaşamımıza Etkileri isimli kitapçıkları indirerek inceleyebilirsiniz.

Avrupa Birliği ile ilgili doğru bilinen yanlışlar

Avrupa Birliğiyle ilgili bazı doğru bilinen yanlışların olduğunu da anlatan ve Valiliklerdeki AB Koordinasyon Birimlerinin görevlerinden birinin, AB sürecimiz hakkında yanlış bilgi ve önyargıların ortadan kaldırılarak sağlıklı bir kamuoyu oluşturulmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Karaçay, bu yanlış kabullerin Avrupa Birliği ve Türkiye-AB İlişkileri Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar başlığıyla 2014 yılı Şubat ayında Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonunun mali katkısıyla İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından bir kitapçık haline getirildiğini belirtti. Karaçay, bu yanlış bilgilerden birkaç başlığı şu şekilde sıraladı:

“AB bir Hristiyan kulübüdür. AB üyeliği ile örf, adet, ahlak ve toplumsal kimliğimiz yok olacak. AB üyeliğiyle birlikte ulusal egemenlik haklarımız Brüksel’e devredilecek. Hiçbir aday ülkeden Türkiye’den istenenler talep edilmiyor. Tam üyelik sonrasında Türkiye’nin dış politikasını AB belirleyecek. Tam üyelikle birlikte hemen AB ülkelerinde çalışmaya başlayacağız. AB üyeliği Türk tarımını bitirecek, hayvancılık sektörüne zarar verecek. AB Parlamentosunun aldığı tüm kararlar bağlayıcıdır. Son ekonomik kriz Avrupa’nın dağılmasına sebep olacak. İngiltere çıkmak isterken, biz niye girmek istiyoruz? AB cazibesini yitiriyor.”

Karaçay, yanlış bilgi ve önyargıların ortadan kalkması için bilgiye değer veren, bilgiye dayalı hareket eden ve bilginin önderlik ettiği bir toplum haline gelmemiz gerektiğine ve bunun için de özellikle gelişmiş dış dünyaya açık, iyi uygulamaları izleyen, yaşadığımız olayların nedenlerini sorgulayan ve cevaplarını bulan bireyler haline gelmemizin büyük önem taşıdığına vurgu yaptı ve önyargıların aşılmasında herkese büyük görev düşüyor, dedi.

Kaynak: AA

Haberler.com’da 13.08.2014 tarihinde yayınlanan habere buradan ulaşabilirsiniz.

Daha fazla bilgi

Konuyla ilgilenenler aşağıdaki 3 kitapçığı indirerek daha fazla bilgi edinebilirler.

Yeni yazılarda görüşünceye dek, “öğrenmeye devam edin”!

Yazar Hakkında

Baki Karaçay (MPA)

iO Akademi'de Eğitmen, Danışman. 25 yılı aşkın süre profesyonel deneyim sahibi Kamu Yönetimi Uzmanı (YL) ve Mühendis / Antalya Valiliği AB Projeleri Koordinatörü (2009-2020). Avrupa Birliği Projeleri kitabının yazarı ve Proje Döngüsü Yönetimi Eğitmeni. Sosyal Psikoloji meraklısı. Fotoğraf gönüllüsü. Webmaster. Bağlama sanatçısı. Kayakçı, doğa yürüyüşçüsü.

Yorumunuzu Ekleyebilirsiniz