Mutlu yıllar! Yeni yılda yüzünüzden gülümseme, gönlünüzden sevgi, dünyanızdan iyilikler eksik olmasın! Her yeni yıl yazımda yinelediğim bu dileğimin özelliğini de anmadan geçmeyelim: Gerçekleşmesi yeni yıla değil, tamamen bize bağlı.
2021 yılı için kapsamlı bir kitap hazırlama hedefimden geçen yıl bahsetmiştim ve şimdi yeni yıla yeni çıkan kitabımla girmenin mutluluğunu yaşıyorum. 2021’de blogumda daha önceki yıllara göre daha az yazı paylaşmamın nedenini de böylece açıklığa kavuşturmuş oldum.
Umarım ilgi duyan herkes kitaba ulaşır ve yararlanır. Kitabın geniş kapsamı ve içeriğinde yer alan konular hakkında geniş bilgiyi ilgili sayfalardan edinebilirsiniz.
Önceki yeni yıl yazılarımda olduğu gibi bu yazıda da hedef belirleme ve hedefleri gerçekleştirme konusu üzerinde durmak istiyorum. Önemine özellikle dikkat çekmeye çalıştığım iki konu var:
- Olumsuzluklara odaklanıp şikayet ve kınamayla zamanı ve enerjimizi tüketmemek,
- Her koşulda daima “daha iyiye” odaklanmak ve bu yöndeki hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalışmak.
Bu çalışmalara temel oluşturacak, hedeflere ulaşmak için kullanabileceğimiz yöntem ve araçları açıkladığım kitabımla da bu iki konuya böylece üçüncüsünü eklemiş oluyorum.
Değişim yaratmayı ve geleceği yapılandırmayı hedefliyorsanız, 70’li yıllara girerken ABD’de geliştirilen ve 90’lı yıllarda Avrupa Komisyonu tarafından benimsenen kavram, yöntem ve araçları kullanarak adım adım proje oluşturmayı öğrenin!
—Baki Karaçay
Değişime götüren küçük adımlar
Anlamlı değişimlerin genellikle atılan büyük adımlarla oluştuğunu düşünürüz. Oysa doğru yönde atılan her adım yaşamımızın gidişatını değiştirecek güce sahip.
Kitabımda “Hedeflerimize Nasıl Ulaşabiliriz” başlığıyla projelerden çıkan küçük hayat derslerine de yer verdim. Bunlardan birinde, proje yapı taşlarının anatomisini ve süreçlerin nasıl ilerlediğini bilmenin, çalıştığımız bir alanda nasıl başarı elde edebileceğimizi ve geleceğimizi nasıl şekillendirebileceğimizi görmemize ışık tuttuğunu anlattım. Birbirini izleyen basamaklardan oluşan projelerin mantık modeli, hayallerimizi nasıl gerçeğe dönüştürebileceğimizi ve hedeflerimize nasıl ulaşacağımızı gösteren bir yol haritası sunar. Bu mekanizmayı herkes kendisi için önemli hedeflerinden gündelik işlere kadar her düzeyde çalıştırabilir. Geleceğimizi şekillendiren bu işleyişin güzel yanı, her bir basamakta göstereceğimiz çabanın sonucunda bir sonraki basamağın hazırda bizi bekliyor olması.
Temelde yapmamız gereken şey, önce doğru bilgiyi almak, ardından bilgiyi emeğe dönüştürmek. Biz çaba göstermeye odaklandığımızda doğal olarak kazanımlar gelecektir. Verdiğimiz emekle sürdüreceğimiz aktiviteler önce somut çıktı ve araçlara dönüşecek, ardından yarattığı etki ile bizi hedeflediğimiz kazanımlara —başarılı sonuçlara— götürecektir. Sosyal, çevresel, teknolojik, politik, ekonomik, her türden “değişimin” öncesinde mutlaka bu kazanımlara ulaşmaya ihtiyacımız var.
Sorumluluk almak ve çaba göstermek
İçine düştüğümüz önemli tuzaklardan biri, yaşamın ve olup bitenin birer katılımcısı değilmiş de dışarıdan izleyicisiymiş gibi davranmamız. Oysa yaşanan her şeyde az veya çok her birimizin payı olduğunu ve yaşanacak her şeyde de öyle olacağını unutmamalıyız.
Her yeni yılda yaşamlarımızda bir gelişim ve iyileşme olsun istememiz doğal. Ancak bunu bize yeni yılın veya başkalarının vermesini beklemek boş bir hayal. Güzel dileklerde bulunduktan sonra her şeyin iyi gitmesini, yanlış giden şeylerin düzelmesini, eksiklerin giderilmesini birilerinden bir şeyler yapmasını, sorunları birlerinin çözmesini, durumu birilerinin iyileştirmesini beklemek istediğimiz sonuçları vermiyor. Daha iyiyi arzuluyorsak, sorumluluk almamız ve bu yönde çaba ortaya koymamız zorunlu. Yaşamımızın sorumluluğunu başkalarına bırakırsak, beklediğimiz değişimler gerçekleşmeyecek. Yaşımız ilerledikçe, neden-sonuç ilişkisi olmayan bir masal dünyasında yaşamadığımız algısı daha da güçleniyor.
Olumluya odaklanmak
İnsan Psikolojisi etiketli yazılarımda daha önce açıklamış olsam da yinelemek istiyorum: Olumsuzluklara odaklanan yanlış yaklaşımlar, toplumları, hatta dünyayı sarsacak kadar büyük zararlara yol açabiliyor. Düşünmeden hareket etmekten ve bilgi eksikliğinden doğan ciddi hatalarımız, bu yanlış yaklaşımın verdiği hasarı gittikçe büyütüyor.
Bilmemiz gereken şey şu: Bir olumsuzlukla karşılaştığımızda bize ve etrafımıza asıl zarar veren şey, ona verdiğimiz tepki. Hangi nedenle olursa olsun, olumsuzluklara odaklanmak, olumsuzluk döngüsünün tetiklenmesine ve durumun daha da kötüye gitmesine neden oluyor. Çünkü sürekli önemseyip düşündüğümüz şeylerin zamanla realitemiz haline gelmesi, yaşamın kaçınılmaz bir kuralı.
Olumsuzluklardan kurtulmanın tek çaresi, olumsuzlukların dışına çıkmak. Olumsuzlukların dışına çıkmanın en etkin yolu ise projektörlerimizi sürekli olumlu şeylerin —çözümün, doğrunun, iyinin ve güzelliklerin— üzerine çevirmek. O nedenle, “daha iyiyi” hedef edinmek, olumluya odaklanmak açısından çok önemli bir eylem. Hedefe ulaşmanın anahtarı ise doğru araçları kullanarak doğru yöntemi uygulamak. Projelere bir de bu yönden bakmak gerek. Proje yapmak, olumlu düşünce ve daha iyinin arzusuyla yarınların mimarı olmak için çalışmak demek. Gelecekteki refahımızın günümüzde alınan kararlarla ve uygulamalarla doğrudan bağlantılı olduğunu düşündüğümüzde nitelikli projeler tasarlayarak hedeflerimize başarıyla ulaşmanın yöntemini öğrenmenin önemli bir gereklilik ve aynı zamanda bir fırsat olduğunu görüyoruz. Avrupa Birliği Projeleri kitabını bu gereksinimi karşılamaya yardımcı, kapsamlı ve güncel bir kaynağa sahip olmamız için hazırladım.
Yeşil dönüşüm ve dijitalleşme
Birkaç yıl önce dijitalleşmenin yükselen ayak seslerini konu alan bir yazı kaleme almıştım. Gelişmeler o kadar hızlandı ki şimdi kalkınmış toplumlar, İnternet’in varsayımsal bir yinelemesi olan Metaverse (sanal evren) heyecanını yaşıyor. Blogumda ayrıca doğa ve doğayla ilişkimizi konu alan yazılara yer verdiğimi de bildiğinizi düşünüyorum.
Yaşadığımız küresel salgınla birlikte iklim değişikliği sorununu yeni bir ekonomik model inşa etmek için bir fırsat olarak gören 27 Avrupa Birliği üyesi ülke Yeşil Mutabakat (Anlaşma) ile 2050’ye kadar Avrupa’yı iklim açısından nötr bir kıtaya dönüştürmeyi hedefliyor. Avrupa Komisyonu buna göre dikkate değer bir artışla 2021-2027 bütçesini ve bu dönemde uygulanacak program ve projeleri belirledi. Avrupa Birliği projelerinin önemli bir yararı da küresel gündemde ve Avrupa gündeminde yaşanan gelişmeleri takip etmede ve bu eğilimleri başlatmada toplumumuza sağladığı katkıdır. Önümüzdeki dönemde açıklanacak yeni politikalarla “yeşil dönüşüm” ve “dijitalleşmenin” küresel gündemin ilk sıralarına yerleşeceğini öngörebiliyoruz. Bu kapsamda adaylık konumuyla ülkemizin de yararlanabileceği Avrupa Birliği fırsatları bizi bekliyor. Büyük resmin farkında olarak bu önceliklere önem vererek nitelikli projeler geliştirmek Avrupa düzeyindeki rekabetçi ortamda söz konusu programlardan daha büyük pay elde etmemizi sağlayacaktır. 10 bölümden oluşan kitabımın “Avrupa Birliği Hibe Programları” başlıklı bölümünde geleceğe yönelik bu bilgilere de genişçe yer verdim.
Teşekkür
İster bir yazımı veya sosyal medyada bir mesajımı okumuş, bir gönderiye yorum bırakmış veya bir YouTube videomu izlemiş olun, dijital platformlarda birlikte geçen yolculuğumuz ve 2021’deki tüm desteğiniz için teşekkür ederim —sağ olun, var olun!
İyi insanlara olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Kendinize iyi bakın.
Yeni yazılarda görüşmek üzere.
Önceki yeni yıl yazılarım
Baki hocam kitabınızı aldım. Ancak sadece göz gezdirmeye fırsat bulabildim. Çok güzel yazılmış ve baskısı da çok güzel yapılmış bir eser çıkmış ortaya. Sizi tebrik ederim. Ayrıca Şubat ayında Antalya Manavgat’ta gerçekleştirilecek Fotoğraf Zirvesine de katılacağım ve sizi canlı olarak dinleyeceğim. Aldığım kitabı da size imzalatmak ve diğer arkadaşlara getirmek üzere yanımda getireceğim. Görüşmek üzere, sağlık ve sevgiyle kalın.
Teşekkür ederim Cengiz Bey. Görüşmek üzere o zaman.