🎧 Ayrıntılı incelemeyi dinleyin:
Yazın denize girerek zihnimi özgürleştiriyorum. Kışın kayak yaparak dağlarla bütünleşiyor, akışı hissediyorum. Yaz-kış bisiklet sürerek rüzgârla birlikte zihnimi berraklaştırıyorum. Doğa yürüyüşleriyle her nefeste sessizliği soluyor, düşüncelerimi dinginliğe bırakıyorum. Fitness ile her tekrarda bedenim kadar irademi de çalıştırıyorum. Fotoğraf çekerek yaşadığım anda kalıyor, gördüğümle bağ kuruyorum. Bağlama çalarak ruhumun ritmini dışa vuruyor, her türküyle geçmişe kök salıyorum. İngilizce pratik yaparak zihnime esneklik kazandırıyor, dünyayı yeniden tanıyorum.
Tüm bunlar yalnızca uğraş değil; aynı zamanda “pronoya” düşüncesini bedene indirme yolları. Her uğraş beynime şu mesajı gönderiyor:
“Dünya güvenli bir yer. Yaşam hep zor değil, aynı zamanda güzel.”
Hayatta Kalmanın Ötesi
Beyin üzerine yapılan sayısız araştırmanın bize söylediği bir gerçek var: Beynimiz ilkel yapısını bugün hâlâ koruyor. Onun temel derdi yalnızca bizi hayatta tutmak.
Gün içinde yaşadığımız gerginliklerin, tedirginliklerin ve kontrol edemediğimiz düşünce akışlarının önemli bir kısmı buradan kaynaklanıyor. Çünkü beyin, potansiyel tehlikeleri aramaya programlı. Bu yüzden çoğu zaman tetikteyiz; kötü bir şey olacak mı diye bakınıyoruz.
Ancak iyi haber şu: Bu döngüyü kırmak mümkün.
Nasıl mı?
Anlamlı uğraşlar ve hedeflerle. Beynimize yeni bir rota çizerek.
Yeni Bir Rota
Her şeyin kötü gideceğini varsayan bir zihin, zamanla bedeni de tutsak eder. Bu yazıyı, o zinciri kırmanın mümkün olduğunu bildiğim için yazıyorum.
Tarih boyunca hiç olmadığı kadar fazla uyarana maruz kalıyoruz her gün. Bildirimler, haberler, mesajlar… Sürekli tetikteyiz. Ancak beynin amacı değişmiyor: Bizi yaşatmak.
Bununla birlikte, beyin yalnızca tehdit tarayan bir organ değil. Başka bir gücü daha var: Hayal etmek. Bakış açımıza yön verebilir, onu geliştirebilir, dönüştürebiliriz.
Beyin, yönlendirmeye açık bir yapı. Ona nasıl seslenirsek, o yolda gelişiyor. Bu nedenle anlamlı uğraşlar edinmek, onu dönüştürmenin en etkili yolu.
Paranoyadan Pronoyaya
“Paranoya”, en kötüsünü beklemeye eğilimli bir düşünce yapısıdır. Ancak beynin paranoyanın tam tersini hayal etme gücü de var: Pronoya.
En kötüsünü değil de, en iyisini hayal etmek demek. En kötüsünden korkmak yerine, yaşamın sürekli olarak senin iyiliğin için çalıştığına inanmak. “Her şeyde bir hayır vardır” misali.
Buna “pronoia” (pronoya) deniyor— yaşamın aslında senin iyiliğin için çalıştığına inanmak. Bu inançla güçlenen bir düşünce yapısı. Yani: “Yaşam bana karşı değil, benim için var.”
Neden Yeni Uğraşlar?
Ancak bu güzel inancı yalnızca düşünceyle yapmak zor. Bilgi olarak benimsemek yeterli değil. Pronoyanın kalıcı olabilmesi için eylemlerle beslenmeli. Çünkü düşünceler, ancak davranışlarla pekiştiğinde kalıcı hale geliyor. Üstelik yaşam, bilgiyi değil, eylemlerimizi ödüllendiriyor.
Bunun için yeni uğraşlar benimseyip yaşamda her şeyin bizi nimetlerle kuşatmak için nasıl bir araya geldiğini görmek gerek. Yaşama, bizi harika düşüncelere yönlendiren küçük işaretler eklemeli.
Yukarıda söz ettiğim uğraşlar yalnız hoşça vakit geçirmek için değil. Hepsi aynı zamanda beynimizi rahatlatan, geliştiren, yeni sinir bağlantıları kurmasına yardım eden uğraşlar. Çünkü bu uğraşlar beynimizi yeniden yapılandırır, zihinsel sağlığımıza doğrudan katkı sağlar.
Uğraşların Beynimize Etkisi
Bu tür uğraşların beynimize katkısıyla ilgili işte bilimsel gerekçeler:
- Zihni şimdiki ana getirir: Uğraşlar, düşüncelerden çok duyulara odaklanmamızı sağlar.
- Psikolojik direnci artırır: Bir enstrüman çalmak, kayak yapmak veya bir yürüyüş rotasını tamamlamak… Bunlar bizi ileriye taşıyan hedefler sunuyorlar. Hepsi azim, sabır ve deneme-yanılma süreci içeriyor. Bu da psikolojik dayanıklılığı geliştiriyor. Uğraşlarımızı geliştirmek, yeni şeyler öğrenmek için deniyor, yanılıyor ve direnç kazanıyoruz.
- Mutluluk hormonları salgılatır: Hareket, üretim, doğayla temas, dopamin ve serotonin gibi mutlulukla ilişkili kimyasalların salgılanmasını destekler.
- Beyne dinlenme sunar: Sevdiğimiz işlerle meşgulken beynimiz sürekli tehlike taramak zorunda kalmaz, tehdit taraması durur. Bu da sinir sistemimiz için derin bir dinlenme alanı yaratır. Üretmenin, başarmanın ve keşfetmenin keyfine varır.
- Yeni sinir ağları kurar: Her yeni uğraş, beyinde yeni bağlantılar, yeni sinir yolları demek. Bu da zihinsel esneklik, öğrenme isteği ve ruhsal doyum demek.
Hem Kendin Hem Başkaları İçin
Hobilerimiz yalnızca kendimize değil, çevremize de iyi gelir. Bu bağlamda, web sitemde ve sosyal medya hesaplarımda insanları değişik uğraşlar edinmeye yönlendirmeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki harekete geçen her birey başkalarına da ilham olur.
Yeni bir uğraş, küçük bir işaret olabilir. Ve bazen bir işaret, tüm düşünce yapımızı değiştirebilir.
Siz de kendinize sorun: “Ben pronoyayı yaşamak için ne yapıyorum?”
Belki uzun süredir ertelediğiniz bir uğraş tam da bu sorunun yanıtıdır…
Yeni yazılarda görüşünceye dek “öğrenmeye devam edin!”
Yorumunuzu Ekleyebilirsiniz