Altın oran: İnsan gözünün fotoğraflarda estetik açıdan sürekli olarak üçte bir kuralına uygun görüntüleri tercih etmesinin ardındaki gizem. Antik çağlardan beri doğanın denge ve güzellik ölçüsü olarak kabul edilmiş ve insan bedeninde de sıklıkla karşılaştığımız altın oran nedir? Nasıl bir özelliğe sahip? Mısır piramitlerinden Leonardo da Vinci’nin eserlerini içine alan bilim ve sanat tarihinde güçlü bir rol oynayan bu ölçü nasıl hesaplanır?Neden altın oran denmiştir? Altın oran fotoğrafta nasıl kullanılır?
İngilizce karşılığı “golden ratio” olan mucizevi altın oranı örnekler eşliğinde görmeye başlayalım.
Altın Oran: 1,618
Altın oran, phi (“fi” diye okunur) sayısı (Φ) olarak da bilinir. Fiziksel evrende birçok şey bu ilginç değerin sayısal ve geometrik izlerini taşıyor. Zihnimiz altın oran doğrultusunda şekillenen görüntüleri estetik ve güzel buluyor.
Peki 1,618 sayısının, ayni altın oranın özelliği ne?
1,618 birim uzunluğunda bir çizgi düşünün. Bu çizgiyi 1 birimden bölün. Ortaya 1 birim ve 0,618 birim iki parça çıkacaktır.
Altın oranın özelliği şu: Büyük parçanın küçük parçaya oranı (1 / 0,618), bütünün büyük parçaya oranına (1,618 / 1) eşit. Yani:
1 / 0,618 = 1,618 / 1
Birbirlerine oranı aynı zamanda birbirleriyle toplamlarına eşit. Matematikte bu özelliği taşıyan başka hiçbir sayı sözkonusu değil.
Eğer bunu, her sayı kendinden önce gelen iki sayının toplamından oluşacak şekilde sayılarla ifade edersek, şöyle bir diziye erişiriz:
0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987, 1597, 2584, 4181, 6765, 10946, …
Bu sayı dizisi 13. yüzyılda yaşamış İtalyan matematikçi Fibonacci’nin adıyla anılır.
Ancak altın oran, yalnızca bir sayı dizininden ibaret değil. Bütün ile parçaları arasındaki bu sayısal ve geometrik bağlantının sonuçlarıyla doğada sıkça karşılaşıyoruz.
Örneğin, papatyaların yaprak sayısı bu oranı (21, 34, 55, 89 / Fibonacci sayılarını) izliyor. Kovanlarda yaşayan dişi arıların sayısının erkek arıların sayısına oranı yine altın oranı veriyor.
Altın oranın, yani fi sayısının matematiksel bir başka özelliği daha var. Karesini aldığımızda ortaya çıkan rakam kendisinin tam olarak 1 fazlası.
(1,618)2 = 2,618.
Fi sayısı dışında başka hiçbir sayının karesi kendisinin 1 fazlası değil.
Doğadaki Sarmallarda Altın Oran
Doğada altın oranın gözlenebildiği sarmal yapılar için önce “altın dikdörtgeni” ve özelliklerini görelim.
Kenarlarının oranı altın orana eşit (uzun kenarı 1,618 birim, kısa kenarı 1 birim) olan dikdörtgene “altın dikdörtgen” denir. Bu dikdörtgenin kısa kenarını uzun kenar kabul eden bir dikdörtgeni bunun içine çizdiğimizi varsayalım. Sonra bu dikdörtgenin içine, sonra onun içine gittikçe küçülen altın dikdörtgenleri çizelim.
Sonuçta karşımıza aşağıdaki şekildeki gibi sarmal bir yapı çıkacaktır. Bu dikdörtgenlerin kenar uzunlukları sırasıyla Fibonacci sayılarını (1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, ve 34) verir.
Ardışık Fibonacci karelerinin dairesel karşı köşe bağlantılarının çizimiyle oluşturulan spiral şekle Fibonacci spirali (veya altın sarmal) adı verilir.
Altın oranla meydana gelen sarmal yapı (altın sarmal) birçok canlı ve cansız varlığın biçimini oluşturur. Ayçiçeği ve kozalak üzerindeki dizilimlerde bu sarmal bulunur. Altın oranlı bu sarmal yapı salyangozun kabuğunda da aynı orandadır. Deniz kabuğu ve yumuşakçalar bu şekilde büyürler.
Evrende bu oranı barındıran birçok spiral galaksi olduğu tahmin edilmektedir.
Makrodan mikroya her düzeyde yapılanmalarda altın oranlı sarmalı görmek mümkün.
İnsan Bedeninde Altın Oran
İdeal ölçülere sahip bir insan yüzünde sayısız altın oran örnekleri görmek mümkün. Kafamızdaki tepe noktasından spiral bir eğri yaparak çıkan saçlarımızın izlediği spiralin eğrilik açısı altın oranı verir. Kolumuzun tamamının dirsek üstünde kalan bölüme oranı altın oranı vereceği gibi dirsek altından bileğe kadar olan kısmın elin uzunluğuna oranı da altın oranı verir. Parmaklarımızın üst boğumunun alt boğuma oranı ile tamamının üst boğuma oranı yine altın oranı verir.
Bilim ve Sanat Tarihinde Altın Oran
Mısırlılar Keops Piramidi’nin tasarımında bu oranı kullanmışlar. Her bir piramitin tabanının yüksekliğine oranı yine altın oranı verir. Yunanlar, Parthenon’un tasarımını altın orana dayandırmışlar. Rönesans sanatçıları altın oranı tablolarında ve heykellerinde denge ve güzelliği elde etmek amacıyla sıklıkla kullanmışlar. Örneğin Leonardo da Vinci, Son Yemek adlı tablosunda, İsa’nın ve havarilerin oturduğu masanın boyutlarından, arkadaki duvar ve pencerelere kadar altın oranı uygulamıştır. Mona Lisa tablosunun boyunun enine oranı da altın oranı verir.
Altın Oran ve Fotoğraflarda Üçte Bir Tekniği
Fotoğrafta kompozisyonun temel bir tekniği olarak bilinen üçte bir kuralı, aslında altın oranla oluşan bir dikdörtgendeki altın noktalara en yakın hayali dört bölgeye işaret eder.
Önemli görsel elemanların fotoğrafta bu bölgelere yerleştirilmesi, görüntülerin estetik açıdan göze hitap etmesini sağlar ve konuyu daha dikkat çekici hale getirir.
Fotoğrafta üçte bir (1/3) kuralı konusunda daha ayrıntılı bilgi için Üçte Bir Kuralı: Fotoğrafta Süper Bir Kompozisyon Tekniği başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
Tasarımcılıkta Altın Oran
Altın oran tasarımcılar tarafından sıkça kullanılan araçlardan biridir. Doğada pek çok şeyde görebildiğimiz altın orana uygun oluşturulan görseller göze doğal ve daha hoş görünür. O nedenle, fotoğrafçılar gibi tasarımcılar da göze doğal bir şekilde hoş gelen organik kompozisyonlar oluşturmak için altın orandan yararlanırlar.
Altın oran göz önünde tutularak hazırlanmış şablonlar, grafiklere daha doğal bir görünüm kazandırır. İlk bakışta fark edilemese de profesyonelce hazırlanmış grafik tasarımların birçoğunda ögelerin ve boşlukların yerleşiminde altın oran denen matematik denklemin esas alındığını söyleyebiliriz.
Yeni yazlarda görüşünceye dek, “fotoğraf çekmeye devam edin!”
—Bu bilgileri yararlı bulduysanız daha çok fotoğrafseverin haberdar olması için aşağıdaki renkli ikonlara tıklayarak paylaşabilirsiniz.
Yorumunuzu Ekleyebilirsiniz