Dil, bir ulusun kimlik unsurlarının başında gelir. Türk dilinin kendi özelliklerini, güzellik ve zenginliğini koruması için çaba göstermek hepimizin sorumluluğu. Türkçe karşılığı olan, ancak yerlerine sıklıkla Arapçasını kullandığımız sözcüklerin en yaygın olanlarını bu sayfada alfabetik olarak sıraladım. Dilimize sahip çıkmak ve daha yalın bir Türkçe kullanmak isteyenlere yardımcı olacağına inanıyorum.
Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma… Adlarımızın çok büyük bir kısmı Türkçe değil, Arapça. Oysa kendi dilimizde birbirinden güzel Türkçe isimler var. Hiç farkında olmadan her gün sıklıkla kullandığımız sözcüklerin büyük bir bölümü Arapça. Oysa her birinin, yüzyıllardan beri atalarımızın kullandığı ve bize aktardığı kendi dilimizde karşılığı var. Zengin bir kelime dağarcığına sahip Türkçenin tarih boyunca birçok kültürle etkileşim içinde olduğu doğru. Arapça kökenli sözcüklerin etkisi altında kaldığı da. Ancak kendi uygarlığımızın oluşumunda dilimizin değerini korumamız ve ulusal birliğimiz için öncelikle ana dilimizdeki sözcükleri kullanmayı alışkanlık edinmemiz gerekiyor.
Türkçe karşılığı olan, ancak yerlerine sıklıkla Arapçasını kullandığımız sözcüklerin en yaygın olanlarını bu sayfada alfabetik sırayla bulabilirsiniz. Dilimize sahip çıkmak ve daha yalın bir Türkçe kullanmak isteyenler için yararlı olacağına inanıyorum. Elbette bunlara eklenebilecek çok sayıda sözcük daha var ve zamanla yapacağımız yeni eklemelerle her birimizin listesi uzayacaktır. Ancak sayısından daha önemlisi, anımsayabildiğimiz kadarıyla da olsa öğrendiklerimizi uygulamak ve yaşama geçirmektir. Her gün bir sözcük yöntemiyle ilerleyebiliriz. Örneğin, bundan böyle “sebep ” yerine “neden” sözcüğünü kullanmaya —“kelime” yerine de “sözcük” demeye— hemen bugün başlayabiliriz.
A abes anlamsız, boş, saçma acayip şaşırtıcı, yadırgatıcı, şaşılan, olağan dışı acele tez, ivedi acemi toy, yeni başlayan acil ivedi, çabucak aciz güçsüz, yetersiz, düşkün adale kas âdeta neredeyse, bayağı, sanki adi düşük nitelikli, aşağılık, bayağı, sıradan afaki gelişigüzel, amaçsız, nesnel affetmek bağışlamak ahali toplum, topluluk, yerlilerahbap arkadaş, tanış, dost ahdetmek ant içmek ahşap ağaç, tahta ahval durum, durumlar aidat ödenti, kesenek ait ilgili, ilişkin, ilişik akabinde hemen sonra, ardından, ardı sıra akıbet son, sonuç, sonunda, önünde sonunda abide anıt, yapıt akit sözleşme aklıselim sağduyu akran yaşıt aksi tersi, geçimsiz alaka ilgi, ilişki alamet belirti, gösterge, im, iz alelacele ivedilikle, çabucak, çarçabuk alelade sıradan, olağan âlem evren alet araç, aygıt alenen açıkça, açıktan açığa aleni açık, ortada aleyh karşı, karşıt alim bilgin, bilgiç ama ancak, yalnız amele işçi amiyane sıradan, bayağıca amme kamu ananevi geleneksel ani birden, ansızın, beklenmedik araz belirti, bulgu arazi toprak, yer arbede çatışma arıza aksaklık, bozukluk, aksama arz sunma, anlatma, bildirme arzu istek, isteme, dilek, eğilim, yönelme asabi sinirli, öfkeli asalet soyluluk asgari en az, en aşağı, en düşük, en alt asıl kök, kaynak, gerçek, gerçeklik asılsız dayanaksız, kaynaksız, uydurma, yalan asır yüzyıl asıl temel, ana asi başkaldıran, dikbaşlı, direnişçi asil soylu asli birincil, köklü, baş aşk sevda, sevgi aşık ozan, sevdalı, tutkun aşiret oymak atfen dayanarak, göre atıf yöneltme, çevirme, gönderme atıl işe yaramaz, işgörmez ayan beyan apaçık, açık seçik, besbelli aynen olduğu gibi aynı benzeri, özdeş ayyaş içkici aza üye azami en çok, en üst, en büyük, en yüksek azim kararlılık, istek
B bahis konu bakiye kalan, artan bariz açık, belirgin basiret sağgörü, sağduyu basit yalın, yalınç, kolay, sıradan batıl boş, dayanaksız, geçersiz bayi satıcı, satış yeri bazen kimi kez, arada, arada bir, ara sıra bazı kimi, birtakım bedel karşılık, eşdeğer, tutar beden gövde belediye yerel yönetim beyan söyleme, bildirim beyanat demeç beyanname bildirge, bildiri beynelmilel uluslararası bilakis tersine bilfiil doğrudan bilhassa özellikle bilumum bütün bina yapı bizzat kendisi, aracısız büluğ ergenlik bünye yapı
C camîa topluluk cahil bilgisiz, eğitimsiz cazip çekici (ilgi), alımlı, uygun (değer), elverişli cebren zorla celse oturum cemiyet topluluk, dernek cevap yanıt cihan evren, yeryüzü cihaz aygıt cisim varlık civar dolayları cümle tümce cüsse gövde
D dair ilişkin daire yuvarlak, dönge defa kez delil kanıt derece aşama, basamak, birim devam sürme devre dönem dirayet dayanıklılık, güç diyar bölge, yurt, ülke dünya yeryüzü
E ebat boyut ebedi sonsuz, sürekli, kalıcı ebevyn anne baba ecdat ata ecel ölüm eda davranış, tavır, naz, işve edebiyat yazın ehemmiyet önem elbise giysi emir buyruk, komut emniyet güvenlik endişe kaygı esas temel eser yapıt esir tutsak eşya nesne, varlık etraf ortalık evrak belge evvel önce eyyamı bahur buhar günleri, boğucu sıcak günler
F faal etkin fark ayrım, ayrılık farklı değişik fahri onursal fail yapan, eden, işleyen, sorumlu (kimse) faiz getiri fakat ancak, yalnız fakir yoksul fani ölümlü, gelip geçici, kalımsız farazi varsayım(sal) farz gerek, gereklilik, zorunluluk fasıl aralık, bölüm, pay, dönem fayda yarar, kazanç fazilet erdem, üstünlük, seçkinlik fazla aşkın feci korkunç, acıklı, üzücü fen bilim felaket yıkım fena kötü, olumsuz, niteliksiz, başarısız, üzücü fert birey fıtrat yaratılış, doğa fikir düşünce fiil eylem fiyat değer, eder, karşılık fuzuli gereksiz, yersiz, boşu boşuna
G gafil önlemsiz, aymaz, uygunsuz gaflet boş bulunma, aymazlık galeyan taşkınlık, kaynama, coşma, ayaklanma galiba sanırsam, görünüşe bakılırsa galip kazanan, yenmek, üstünlük garip sıradışı, anlaşılması zor, şaşırtıcı, alışılmamış, düşkün gayri olmayan, başka, dışı gıda besin gıpta imrenme
H hacim yoğunluk, büyüklük hadise olay hafıza bellek hafif yeğni hafriyat kazı hak pay hakaret aşağılama, küçümseme hakikat gerçek, doğruluk hakim yargıç, egemen hal, vaziyet durum halef ardıl halk ulus, toplum, topluluk hamaset yiğitlik, yüreklilik hamarat becerikli hamile gebe hamle atılım, saldırı hantal ağır, yavaş hapis tutsak harap yıkık harabe yıkıntı hararet ısı, ısınma harcama gider harcırah yolluk harika olağanüstü hareket devinim, davranış harf ses hariç dış, dışarı hasar bozma, yıkma hasret özlem hassas duyarlı haşere böcek hata yanlış, yanılgı, yanılsama hatıra anı (anımsamak) hayat, ömür yaşam, dirlik hayır yardım, iyilik haysiyet saygınlık hazım sindirim hediye armağan hikaye öykü his duygu, algı hoca öğretmen, öğretici, öğreten hurafe boş inanç husus konu hususi özel, ayrıcalık huzur dirlik, erinç hücre göze hücum saldırı hükumet yönetim, erk hür özgür, bağımsız hürriyet özgürlük, bağımsızlık hürmet saygı hüsran düş kırıklığı hüviyet kimlik hüzün sıkıntı, üzünç
I ısrar üsteleme idare yönetim idari yönetsel, yönetimsel ifade açıklama, anlatım iflas batık idman çalışım, alıştırma icra, icraat uygulama, yapma iddia sav idrak anlama, kavrama, kavrayış iftihar övünme ihbar bildirme ihtimal olasılık ihtiras tutku ihtiyaç gereksinim, gereksinme ihtiyar yaşlı iktidar erk, yönetim ilave ek ilham esin iltica sığınma iltifat övgü, beğenme imar bayındırlık imkan olanak, yapabilirlik imla yazım imtihan sınav imtiyaz ayrıcalık inat direnç inşa yapım, yapılandırma intiba izlenim irtibat iletişim, bağlantı, ilişik intihal aşırma irtifa yükseklik ırsi kalıtsal isim ad iskan yerleştirme, yurtlandırma, konaklatma israf savurganlık, tutumsuzluk istifade yararlanma istikbal gelecek istiklal bağımsızlık istirahat dinlenme istisna aykırı istişare danışma, görüş sorma isyan başkaldırı, asilik iştigal uğraş, uğraşı, ilgilenme iştirak ortaklık ithaf adama, sunma itibar saygınlık ittifak birlik, bağdaşım, bağdaşma, anlaşma, uzlaşma, birleşme izah açıklama izafiyet görelik izdivaç evlilik
K kabiliyet yetenek kabul alma, onaylama, onama, isteme kader yazgı kademe basamak, aşama kafa baş kafi yeterli kaide kural kaim geçerli, geçer, kullanılan, var olan, ayakta duran kâinat evren kalp yürek kâmil yetkin, tam, ağırbaşlı, erişkin, olgun, bilgil kanaat yetinme kanun yasa kavis eğiklik kelime sözcük keşif bulgu, buluş keza böyle, böylece, şöyle, öylece kırmızı kızıl, al kısım bölüm, aşama, evre, pay kıta anakara, dörtlük kıvam yoğunluk, koyuluk kıyafet giysi, kılık kıymet değer kudret güç küfür sövme, sövgü kusur bozukluk, elverişsiz, noksan kuvvet güç, erk
L latife şaka lazım gerekli, zorunlu lisan dil lügat sözlük lüzum gereklilik
M maalesef ne yazık ki macera serüven maaş aylık mabet tapınak mağlubiyet yenilgi mahfuz saklı mahluk yaratık mahsül ürün mahsus özgü mahzun üzgün, üzüntülü makul uygun, elverişli maksat, gaye, hedef amaç, erek mana anlam manevi tinsel mani engel marifet beceri, yetkinlik masraf gider, harcama matbaa basımevi matbu basılı mavi gökçe mazi geçmiş mecbur zorunlu meçhul bilinmeyen medeni uygar medeniyet uygarlık mefhum kavram melez kırma memleket ülke, yurt merasim tören mesafe uzaklık mesela örneğin mesele sorun, konu mesut mutlu mesuliyet sorumluluk, yetki meşhur ünlü meşru yasal, kabul edilebilir meşrubat içecek mevcut güncel, var olan mevki, mekan yer, konum mevzu konu, sorun meyil eğim, eğilim milli ulusal milliyet uyruk mısra dize misafir konuk misal örnek, benzer, denk muasır çağdaş muavin yardımcı muğlak belirsiz, çapraşık muhabbet sevgi, dostluk, söyleşme muhafaza koruma muhakeme yargılama muhakkak kesinlikle muhalefet karşıtlık muhtelif türlü, çok sayıda, farklı muhtemel olası muhteviyat içindekiler mukavele sözleşme, anlaşma muntazam düzgün, düzenli mutabakat anlaşma, uzlaşı mutlak salt mutlaka kesinlikle mübalağa abartı mübarek kutlu mücadele çaba, uğraş müddet süre müebbet yaşam boyu, sonsuz müfettiş denetleyici mühim önemli mükâfat ödül, karşılık mülakat sözlü münakaşa tartışma, söz dalaşı münasebet ilişki müracaat başvuru müsabaka karşılaşma, yarışma müsamaha hoşgörü müsrif savurgan, tutumsuz müspet olumlu, kanıtlanmış, doğrulanmış müstakbel ilerideki, gelecekteki müstehcen uygunsuz müsteşar danışman müsvedde taslak, karalama müşterek ortak müşteri alıcı, tüketici müteahhit yüklenici muteber saygın, geçerli olan, sözü geçer, güvenilir, inanılır müteşebbis girişimci mütevazı alçakgönüllü müzakere görüşme, danışma
N nadir seyrek nağme ezgi, şarkı nafile boşuna nakil, nakliye taşıma namus ar nasihat öğüt nefes soluk nesil kuşak netice sonuç nihayet sonunda nikah düğün nispet oran nişan simge, iz, belirti, işaret noksan yok, eksik nutuk söylev nüsha örnek
R rağbet ilgi, eğilim rağmen karşın rahat erinç rakım yükseklik rayiç satış değeri, yaygın, canlı reis başkan rivayet söylenti riya sahtecilik, iki yüzlülük rutubet ıslaklık, nemlilik rüya düş
S safha aşama, evre, bölüm saha alan, meydan sahil yaka, kıyı sahte düzmece sakin durgun samimi içten sarf tüketim sebat kararlılık, sağlamlık sebep neden, gerekçe sefalet yoksunluk selamet esenlik sene yıl serbest bağımsız, özgür servet zenginlik seviye düzey seyahat yolculuk, gezi sıfat nitelik, özellik sıhhat sağlık, doğruluk sır gizem sihir büyü sohbet söyleşi, arkadaşlık sual soru suni yapay sükut sessizlik, suskunluk sürat hız
Ş şahit tanık şair ozan şart koşul şatafat gösteriş şeffaf saydam şehir kent şekil biçim selef öncel, önceki şevk istek, özleyiş şey varlık, nesne şiddet sertlik, aşırılık, güç, zorluk şuur bilinç şüpheli sanık
T tabaka katman tabiat doğa tabii doğal tabip doktor, hekim tabir, ifade deyiş tahlil inceleme, çözümleme tahliye salıverme tahmin kestirim tahrip kırma, dökme, yıkma, bozma takas değiş tokuş takdim tanıtma, sunum takip gözlem, izleme taklit öykünme taksim bölme, paylaştırma, ayırma talep istek talebe öğrenci talimat yönlendirme, komuta tamir, tadilat onarım tasavvur canlandırma, tasarı tasdik onay tashih düzeltme tasvir betimleme tavsiye salık, öneri taziye baş sağlığı, teselli tebessüm gülümseme tebliğ bildiri, iletme tebrik kutlama tecrübe deneyim teçhizat donanım tedavi iyileştirme, sağaltım tedbir önlem teftiş denetim teferruat ayrıntı tefsir yorum tehdit gözdağı, korkutma tekamül evrim, gelişim, olgunlaşma teklif öneri tekrar yine telaş tasa, kaygı temiz duru, kirsiz, arı tembih uyarı terbiye eğitim, yetiştirme tercih seçim, yeğleme tercüme çeviri tereddüt duraksama, çekinme tertip düzen tesadüf rastlantı, rast gelme tesir etki teselli avunma tesettür örtünme tespit saptama, belirleme teşhis tanı teşkilat kurum, kuruluş, örgüt, oluşum teşvik özendirme teyit doğrulama tuhaf şaşırtıcı, alışılmamış
U – Ü umumi genel, kamusal usul yöntem, yol, yordam, izlence unvan san üslup biçem
V vaat söz vaka olay vakur ağırbaşlı vasıf nitelik vasıta araç vatan (vatandaş )yurt (yurttaş) vazife görev vehim kuruntu vilayet il
Y yani sonuçta, sözün özü, doğrusu
Z zan varsayım zat kimse, kişi, kendi, özü zarif ince, alımlı zaruri zorunlu, gerekli, mecburi zaten doğrusu, özde, gerçekte zaviye açı, görüş, bakış açısı ziraat tarım ziyafet ağırlama, ikram zulüm karanlık, baskı, haksızlık
Yeni bir yazıda görüşünceye dek, “öğrenmeye devam edin”.
Yorumunuzu Ekleyebilirsiniz