AB Projeleri

Sorun Analizi Proje Hazırlamada Neden Önemli?

Proje Hazırlamada Sorun Analizi

Proje hazırlamaya sorun analizi ile başlamanın işinizi yarıdan fazla kolaylaştıracağını biliyor musunuz? Sağlıklı ve net bir sorun analizi projenin başarısı için mutlak ön koşuldur.

Sorun analizi, güçlü bir proje oluşturmanın ilk basamağıdır. Sağlıklı ve net bir sorun analizi, sorunun kaynağı hakkındaki belirsizlikleri ortadan kaldıracağı gibi, diğer analizlere ışık tutar ve potansiyel çözümlerin apaçık görülmesini sağlar. Bu yazıda proje hazırlamada sorun analizi ile işe başlamanın eşsiz önemini göreceğiz.

Proje Döngüsü Yönetimi ve diğer benzeri eğitimlerde yaptığım gibi burada da fotoğrafını gördüğünüz Pasha ile ilgili bir hikâyemi anlatarak sorun analizinin önemine vurgu yapmak istiyorum. Hikâye ve görselin konuyu daha kolay hatırlamanıza yardımcı olacağından eminim. (Bu arada, 500px’de 100 üzerinden 97,3 puan almayı başarmış bir fotoğraf bu :)

Sorunun kaynağını görmek

Hibe pastasından bir pay da ben alayım zihniyetiyle proje hazırlamanın genellikle başarısızlıkların ve öngörülmeyen sıkıntıların sebeplerinden biri olduğunu biliyoruz.

Doğru olan yöntem, mevcut bir sorunun çözümüne katkıda bulunmak veya o alanda iyileştirme sağlamak gayesiyle bir proje geliştirmektir. Bunun için öncelikle sorunun ve kaynağının ne olduğunun net tanımlanması gerekir. Buna sorun analizi diyoruz.

Pasha’nın gözü

Geçen yıl verdiğim beş günlük Proje Döngüsü Yönetimi Eğitiminin 2. günü akşamı bir yakınımdan telefon aldım: Minik kedisi Pasha için, “Gözü kötüye gidiyor, on gün geçti ama hiç bir iyileşme yok,” diyordu. “Veteriner ne diyor?” diye sordum. “İlk gittiğimde enfeksiyona karşı iki ilaç vermişti, bir hafta boyunca kullanıp sonuç alamayınca tekrar götürdüm, bu kez farklı iki ilaç daha verdi ama sonuç değişmedi, gözü daha çok sulanıyor ve kapanacakmış gibi duruyor.” O zaman bildiğim bir başka veteriner var ona götürelim dedim. Gecikmeden götürdük.

Veteriner arkadaş Pasha’yı metal sedyesine aldı, önce eliyle gözünü inceledi. Sonra aletlerini getirdi, bir süre de onlarla incelemesini sürdürdü. Yetmedi, telefonla bir diğer Veteriner arkadaşını çağırdı. Birlikte incelediler, aletleriyle kontrol ettiler, sorular sordular, aralarında konuşup devam ettiler. Hayli zaman muayeneyi bekleyerek böyle geçti.

Derken bir ara bize dönüp “Evde Pasha’nın oynadığı sert bir cisim var mıydı?” diye sordular. Plastik oyuncakları olduğundan ama 10 gün kadar önce bir oyuncağının kırılıp içerisindeki yayın dışarı çıktığından bahsettik. Bu cevap teşhislerinin netleşmesini sağlamıştı: Pasha’nın gözünde enfeksiyon değil, aldığı darbeden kaynaklanan bir travma ve çökme vardı. Artık sorunun kaynağı aydınlanmıştı. Sonrasında uygulayacakları tedavi belliydi. Verdikleri ilaçlarla o günden sonra Pasha’nın gözü hızla iyileşmeye başladı.

Bize çıkan ders

Bu deneyimden bana çıkan ders şu oldu: Eğer bir sorunu iyi analiz etmemişseniz, çözüm diye uygulayacaklarınız çözüm olmayacağı gibi işi daha da kötüye götürebilir.

Fakat eğer sorunu iyi analiz ederseniz, çözümün zaten belli olduğunu göreceksiniz.

Einstein’ın, sorun çözmeyle ilgili şu önermesini burada hatırlayalım:

“Bir sorunu çözmek için eğer bir saatim varsa, onun 55 dakikasını sorun üzerinde, 5 dakikasını çözümler üzerinde düşünerek geçirirdim.”

Başarılı sonuç için ön koşul

Proje hazırlarken değiştirmek istediğimiz durumu ve çözmek istediğimiz sorunu, en başta çok iyi tanıyıp tanımlamamız gerekiyor. Teşhisinin doğru konulması projenin başarısı için mutlak ön koşuldur. Eksik ve/veya yanlış teşhis yanlış tedaviye, o da sorunun çözülmesi yerine, hatta bazen ağırlaşmasına yol açabilir.

Sorunu tanımlamadan, analizini yapmadan projeye başlamak, hazırlama aşamasında olduğu gibi, uygulamada da projenin kilitlenmesine yol açabilir. Üstelik proje sonucunda elde edilmesi beklenen etki ve değişimin oluşma ihtimalini de tamamen ortadan kaldırabilir.

Devam eden yazılarımda sorun analizinin nasıl büyülü bir anahtar olduğundan ve sorun analizi üzerinden çözüm ve strateji analizlerinin nasıl kolaylıkla geliştirilebileceğinden bahsedeceğim.

Yeni yazılarda görüşünceye dek, “öğrenmeye devam edin” :)

Bu bilgileri yararlı bulduysanız, aşağıdaki renkli ikonlarla paylaşarak çevrenizdeki kişilerin de haberdar olmasını sağlayabilirsiniz.

Yazar Hakkında

Baki Karaçay (MPA)

iO Akademi'de Eğitmen, Danışman. 25 yılı aşkın süre profesyonel deneyim sahibi Kamu Yönetimi Uzmanı (YL) ve Mühendis / Antalya Valiliği AB Projeleri Koordinatörü (2009-2020). Avrupa Birliği Projeleri kitabının yazarı ve Proje Döngüsü Yönetimi Eğitmeni. Sosyal Psikoloji meraklısı. Fotoğraf gönüllüsü. Webmaster. Bağlama sanatçısı. Kayakçı, doğa yürüyüşçüsü.

Yorumunuzu Ekleyebilirsiniz