AB Projeleri Sosyal / Kültürel

Avrupalılık Nedir? Nasıl Bir Toplumsal Dönüşümü Gerekli Kılar?

Avrupalılık Nedir?

Avrupalılık nedir? “Avrupalılık” kendi kültürünü değiştirme ve farklı kültürel değerlere benzetme yönünde bir dönüşüm gerektirmekte midir? Alman Dostluk ve Kültür dergisi Harmoni-e’de yayılanan “Avrupalılık” konulu makalemi bu sayfada okuyabilirsiniz.

Türkçe ve Almanca olarak yayımlanan Türk Alman Dostluk ve Kültür dergisi Harmoni-e’de Mart ayı köşe yazımda “Avrupalılık nedir?” sorusunun yanıtını irdeledim.

Avrupalılık, verdiğim eğitimlerde özellikle AB projelerinin arka planını anlatırken üzerinde durduğum bir konu. Buraya tıklayarak erişebileceğiniz online derginin 24. sayfasında yeralan yazıda, hemen her alanda etkilerini hissettiğimiz Avrupa Birliği projelerinin tematik önceliklerine de değindim. Dergiye ulaşamayan okuyucularımızın talebi üzerine yazının tam metnini aşağıda paylaşıyorum. Ancak unutulmaması için, Avrupa Ötemizde mi? başlıklı önceki yazımda altını çizdiğim bir noktayı burada da hatırlatmak istiyorum.

“Toplumsal hayatın belli başlı tüm alanlarında düzenlemeler getiren, vatandaşların ekonomik, sosyal, hukuki vb. birçok alanda tabi olacağı ortak kuralları belirleyen AB normları, ancak biz onları kendi hayatımıza uyguladığımız zaman sonuç ve fayda vermektedir.”

Avrupa Ötemizde mi? başlıklı makale

İyi okumalar.

Avrupalılık Nedir?
Harmoni-e Dergisi Mart 2016 sayısı kapağı ve Avrupalılık başlıklı makalem

Ulusüstü bir kimlik

Avrupalılık, ulus kimliğinin yanında ulusüstü, sivil değerlere dayalı ortak uygar bir kimliğe işaret eder. Bu kimlik, kültürel aidiyetlerin ötesinde evrensel, anayasal-yasal çerçeveden üretilmiş ve Avrupa sathında paylaşılan ilkelerle belirlenmiştir.

Peki, sivil değerlere dayalı bu uygar kimlik nasıl bir içeriğe sahip? Bunun için içinden geçtiğimiz toplumsal dönüşüm sürecine bakalım.

Tematik öncelikler

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne adaylık statüsü kazanması sonrasında, yerel düzeyde uygulanan AB projeleri ile tanıştık. Böylece özellikle son on yılda birçok yeni tematik öncelik günlük hayatımıza girmeye başladı.

Bu projelerin tematik önceliklerine baktığımızda, amacın genelde sosyal yaşama dair temel değerlerin iyileştirilmesine yönelik olduğunu görüyoruz: “İnsan hakları ve demokrasinin geliştirilmesi, sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi, demokratik vatandaşlık bilincinin güçlendirilmesi, kadın haklarının korunması, kadına yönelik şiddetle mücadele, engellilerin toplumla bütünleşmesi ve sosyal yaşama kazandırılması, hayatboyu öğrenmenin güçlendirilmesi, tüketici haklarının korunması, çevrenin korunması vb.” bunlar arasında sayabileceklerimiz.

Yeni bir bakış açısı

Bu tematik öncelikler, bir bakıma Avrupalılığa aday ülkelerden beklenen adaptasyon sürecinin yönüne işaret etmektedir. Bunu bir örnekten yola çıkarak açıklamaya çalışalım…

Örneğin, kırsalda istediğimiz yere masa sandalyemizi atıp uzun süre oturmak kimseye rahatsızlık vermez. Ancak kırsalda kimseye rahatsızlık vermeyen bunun gibi birçok davranışımızı kent içinde sürdürmemiz mümkün olmaz.

Neden?

Çünkü kentte, sınırlı kaynakları bizimle birlikte ortak kullanmak durumunda olanların ihtiyaç ve sıkıntılarını da her an hesaba katarak davranmamız gerekir. Bunun sonucunda, alışkanlıklarımızın dışında, kentin yaşam ilkelerine ve kurallarına dayalı yeni bir zekâ, bir anlayış veya bakış açısı, ne derseniz, geliştirerek “kentlilik bilinci” kazanırız.

Benzer şekilde Avrupalılık bilinci de bakış açımız ve davranışlarımızda yeni refleksleri ön plana çıkarır. Daha kapsayıcı, dayanışmacı, yasa ve kurallara, herkesin hak ve özgürlüklerine saygılı, demokratik vatandaşlık sorumluluklarına sahip olma yönünde yeni bir zihniyet ve bakış açısı geliştirilmesini gerekli kılar. Elbette bu değişimin sağlanması, demokratik kurumsal yapılanmanın ve o yapılanmanın arka temelini oluşturan zihniyetin adaptasyonuyla mümkün olur.

Toplumsal dönüşüm

Adaylık süreci, kendi kültürünü değiştirme ve farklı kültürel değerlere benzetme yönünde bir dönüşüm gerektirmemektedir.

Üyelik için şart koşulan adaylık sürecinin tamamlanması, demokratik kurumsal yapılanmanın adaptasyonuyla ve Avrupa sathında paylaşılan ilkelerin farkındalığının güçlenerek belirli standartların yerleşmesiyle mümkündür.

Bunun gerçekleşmesi için kuşkusuz her birimize görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Bu yazıyı sosyal medya çevrelerinizle paylaşmak için aşağıdaki renkli ikonları kullanabilirsiniz.

Yazar Hakkında

Baki Karaçay (MPA)

iO Akademi'de Eğitmen, Danışman. 25 yılı aşkın süre profesyonel deneyim sahibi Kamu Yönetimi Uzmanı (YL) ve Mühendis / Antalya Valiliği AB Projeleri Koordinatörü (2009-2020). Avrupa Birliği Projeleri kitabının yazarı ve Proje Döngüsü Yönetimi Eğitmeni. Sosyal Psikoloji meraklısı. Fotoğraf gönüllüsü. Webmaster. Bağlama sanatçısı. Kayakçı, doğa yürüyüşçüsü.

Yorumunuzu Ekleyebilirsiniz

2 yorum

  • Teşekkür ederim. Harika bir sunumdu. Katildigim en guzel proje semineri idi. Sade ve anlasilir sunumunuz icin tebrikler. Kolay gelsin. Daha uzun olan bir eğitiminize tekrar katilmak ve daha detayli bilgiler edinmek isterim. Basarilarinizin devamini dilerim.